Yönetmen: Thomas Vinterberg
Senaryo: Tobias Lindholm, Thomas Vinterberg
Yapım: Danimarka
Tür: Dram
Süre: 115 dakika
IMDb Puanı: 8.3
Oyuncular: Mads Mikkelsen, Thomas Bo Larsen, Annika Wedderkopp, Troels Thorsen, Søren Rønholt
Oscar Adaylığı: En İyi Yabancı Film
Danimarka sinemasından çıkan bir başyapıt "Jagten". İngilizceye "The Hunt" olarak çevrildi, dilimizde ismi "Av" olması gerekirken, "Onur Savaşı" oldu. Çok yanlış bir çeviri olduğunu söyleyerek başlayayım.
Lucas adındaki bir adamın, atılan bir iftira sonucunda hayatının nasıl da karardığına şahit oluyoruz.
Lucas, kırk yaşında, karısından boşanmış, oğlunun yanına taşınması için gün sayan bir baba olarak çıkıyor karşımıza. Aradığı işi bir kreşte bulan Lucas, bu sayede kendisini çok seven bir kadın bulur ve aralarında bir ilişki başlar. Her şey yolunda ilerlemektedir Lucas için, ta ki kreşe götürüp getirdiği en yakın arkadaşının küçük kızı kendisine bir iftira atana dek.
Klara, Lucas'ı aslında çok sevmektedir ve çocukça da olsa ona karşı farklı duygular beslemektedir. Lucas bir gün kreşte çocuklarla oynadığı sırada Klara onu dudağından öper. Lucas'ın yanlış bir davranış sergilediğini Klara'ya belirtmesinin ardından ise, Klara bir anda hayal gücünün esiri olur ve aslında ergen ağbileri tarafından aklına sokulmuş bir şeyi Lucas'a mal eder.
Buradan sonra her şey bir anda tepetaklak olmaya başlayacaktır.
İlk önce kreşin müdiresine anlatır bu durumu Klara, müdire diğer çocukların velilerine, sonra olay polise gider ve tüm kasabaya yayılır. Lucas yapmadığı bir şey yüzünden suçlanmaktadır ve üstelik kendisine hiçbir açıklama dahi yapılmaz.
Oğlunun yanına gelmesi yasaklanan Lucas, neler döndüğünü anlamak için kreşe gittiğindeyse işten atıldığını öğrenir. Herkes kendisine bir anda düşman olmuştur. En iyi arkadaşı dahi kendisine kan kusmaktadır. Olayın bir anda bu boyuta gelmiş olması Lucas'ı epey sarsar fakat o, gizlice kaçıp yanına gelmeye çalışan oğlu sayesinde dik durmaya devam edecektir.
Zamanla kreşte diğer birkaç çocuk da bu iftiraya ortak olurlar fakat Lucas'ın suçsuzluğu günün birinde kanıtlanır. Aslında kanıtlanması dahi hiçbir şeyi değiştirmez çünkü bütün kasaba tarafından dışlanmıştır Lucas ve oğlu. Markette yaşadıkları ise izleyicinin kanını donduracak cinstendi.
Bir iftiranın bir hayatı nasıl mahvettiği o kadar güzel bir şekilde anlatılmış ki, etkilenmemek elde değil. Bu durum filmi diken üstünde izlememizi sağlıyor. İnsanların nasıl da bir anda değiştiklerine, nasıl da yargısız infaz yaptıklarına şahit oluyoruz. Müthişti.
Film 2012 yapımı fakat geçen senenin adaylıkları açıklandığında henüz yetişememişti Jagten, bu yüzden Akademi filmi bu senenin törenine taşıdı ve En İyi Yabancı Film kategorisinde bir adaylık verdi. Umarım bu adaylık da ödülle taçlandırılır. Gönülden istiyorum bu ödülü almasını. Cannes Film Festivali'nde büyük ses getirdiğini ve üç ödülle festivalden döndüğünü de belirtmekte yarar var.
Oyunculukların çok gerçekçi olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Özellikle Klara'yı oynayan küçük şirin kız (Annika Wedderkopp) ve Mads Mikkelsen'ın performansları filmi etkileyicilik bazında biraz daha ön sıralara taşımış.
Hannibal dizisinde tanıdığım Mads Mikkelsen'ın dizi başlamadan önce rol aldığı son film Jagten. Çok sevdiğim bir dizide mükemmel bir oyunculuk sergileyen ve birkaç sene sonra "Hannibal"la özdeşleşeceğine inandığım Mikkelsen, bu filmle birlikte de en sevdiğim aktörler sıralamasında başlara adını yazdırmış bulunmakta artık.
Herkes izlemeli bu başyapıtı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder