24 Mart 2014 Pazartesi

Kayıp Kıtanın Özgürlüğü - Mustafa Selimgil


Bu kitap hakkında ilginç bir anım var. Yorumumu geçen sene foruma koyduğumda, bizzat yazarın kendisi tarafından kitabı okumamakla ve çok ağır eleştiri yapmakla suçlandım. Oysa benim amacım kitabı okuduktan sonra site için bir inceleme hazırlayıp, yazarı ön plana çıkarmaktı. Fakat okuduktan sonra incelemelik malzeme olmadığını fark edip vazgeçmiştim. Bu şekilde ön yargılı bir düşünceye kurban gittim. Yorumumda ikinci kitabı okuyacağımı da belirtmiştim zira yazarın davranışından sonra vazgeçtim.

Demeden geçemeyeceğim, bir yazarı ayakta tutan şey eleştirilerdir. Eleştiriye tahammülü olmayan bir yazar o sıfatı hak etmiyor demektir.

Nisan, 2013'te yazılmışıtır.

Aslında bu kitabı okuduktan sonra portal (Kayıp Rıhtım) için bir inceleme hazırlamaktı hedefim. Fakat okumaya devam ettikçe bunu yapamayacağımı fark ettim. Çünkü çok amatörce geldi bana kitap. Rıhtım'ın Kurgu İskelesi'nde bile çok daha güzel şeyler okuduğumu düşünüyorum.

Geçenlerde kitabın yazarıyla sanal ortamdan diyaloğumuz olmuştu, sonra okumaya karar verdim. Baştan sona kadar kitapta hep bir şeyler eksikti. Betimlemelerde herhangi bir problem olmasa da, diyaloglar çok ama çok amatördü. Bu da haliyle konunun gerçekliğini yitirmesini sağlıyor. Bir türlü ısınamadım dolayısıyla. Ama yine de sonuna kadar okudum, yarım bırakmak istemedim.

Kitap Sokak Kitapları'ndan çıkmış. Herhangi bir redaksiyon veyahut son okuma görmediği her halinden belli oluyor. O kadar çok yazım hatası vardı ki, istisnasız her sayfada diyebilirim.

İçerikle ilgili yorum yapamayacağım çünkü pek bir şey anladığım söylenemez. Ama kadınların ön planda olduğu bir kurgusu var. Ve evet Yüzüklerin Efendisi'nden esinlenmeler oldukça fazla. Yüzükler yerine zümrütler var burada ama.

Yakında ikinci kitabı çıkacakmış diye duydum. Okur muyum? Evet. Sever miyim? İşte orası şüpheli. Kayıp Kıtanın Özgürlüğü'nü de sevdiğim söylenemez zira.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder