22 Mart 2014 Cumartesi
Efendi Uyanıyor - H.G. Wells
Yakın bir zamanda okumaktan en çok hoşlandığım türün distopya olduğuna karar vermiştim. İş bu sebeple kitaplığımda duran okumadığım birkaç distopya eserine gözümü diktim. Tercihimi ise Maya Kitap'ın geçen sene türün sevenlerine bir sürpriz yaparak, "edebiyat tarihinin ilk distopyası" olarak anılan Wells'in "Efendi Uyanıyor"undan yana kullandım.
Kendisinden beklenmeyen bir özveriyle dilimize kazandırdı bu kitabı yayınevi. Hem kendi, hem de türün sevenleri adına teşekkür ediyorum.
"Edebiyat tarihinin ilk distopyası" cümlesi zaten yeterince ilgisini cezbediyor insanın. Bir de bunun yanına H.G. Wells gibi bir üstadın ismini koyduğumuzda çok daha cüretkar, çok daha merak uyandırıcı bir hale geliyor "Efendi Uyanıyor".
Buradan sonrası çok az miktarda spoiler içerir. Ama kitabın arka kapağında yazanları göz önünde bulundurunca, içermiyor olabilir de. Yine de okuyup okumamak size kalmış.
Kitap, 19.yy.'da başlıyor ve bizlere uyumakta zorluk çeken bir adamı tanıtıyor. Bu adamın adı Graham. Uyku sorunsalı yüzünden yine son birkaç gündür uyuyamadığını açıklıyor o sırada karşılaştığı İsbister adlı adama. Adam uyuması gerektiğini söylese de, Graham bu duruma itiraz ediyor ve uyuyamadığını dile getiriyor. İsbister, Graham'ı kendi evine getirdikten sonra ise, koltuğa çöküp kalan Graham bir anda uyuyor. Fakat bu normal bir uyku değil, tamı tamına 203 yıl sürecek bir uyku.
Graham 19.yy.'da uyuyor ve gözlerini 21.yy.'da açıyor. Wells'in ustaca anlatımıyla uyandığı dünyayı en ince ayrıntısına dek öğrenebiliyoruz. Bir kaos ve savaş ortamına gözlerini açıyor Graham. Uyanışı çevresindeki insanlar başta olmak üzere tüm dünyayı şaşkına çeviriyor. Hiç kimse uyanmasını beklemediği için, bu olay çok garip karşılanıyor, herkesin eli ayağı birbirine dolaşıyor. Graham'ın uyandığını duyan insan kalabalığı her geçen saniye artıyor, Graham'sa şaşkın.
Olup bitenleri, karşılaştığı manzaraları anlamlandırmaya çalışsa da, bunun bir rüya olduğu düşüncesinden öteye gidemiyor. Verdiği uzun çabalar sonucunda ise nihayet kendisine bir açıklama yapılıyor ve 203 yıl boyunca aralıksız uyuduğu, şu anda 21.yy.'da olduğu belirtiliyor.
Bu andan sonra tıpkı okur gibi Graham da büyük bir karmaşanın içerisinde bulur kendisini. Transa geçmeden önceki dönemde insanlarla fazla içli dışlı olmayan Graham, artık "dünyanın efendisi"dir. Uyuduğu esnada değişen birçok şey gibi, kendisinin halk nezdindeki değeri de artmış bulunmaktadır.
Banka hesabına yansıyan faizlerle birlikte Graham dünyanın en zengin kişisi olduğunu öğrenir. Konsey'in kendi adına dünyayı parmağında oynattığını da öğrenen Graham, aniden çıkan savaşın ortasında bulur kendisini. Devrimci güçlerle Konsey'in savaşıdır bu ve kısa süre içerisinde Graham da kendine bir saf seçmelidir. Nitekim devrimcilerin safında yer alarak Konsey'e kafa tutmaya karar verir. Tam zamanında kaçtığını, konseyin kendisini öldürme kararı aldığını da fark edecek olan Graham, yabancısı olduğu 21.yy. dünyasında kendisine inananlarla birlikte bir ütopya kurmak için çabalar.
Biz okurlar zaman sıçrayışında Graham'a eşlik edip onunla birlikte yaşıyoruz tüm bu olanları ve bu yüzdendir ki, ne biz Graham'dan bir tık yukarıdayız, ne de o bizden. Yani demek istediğim, Biz, Cesur Yeni Dünya, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört gibi distopyalardan bir farkı bulunuyor Efendi Uyanıyor'un, o da şu: Bu üç kitapta da sistemin kölesi olmuş toplumlara konuk oluyoruz, Wells'in distopyasında ise önce insanların özgürce yaşadığı, normal bir dünya düzenine tanık olduktan sonra, ana karakterimizle birlikte bir anda karanlık bir gelecek tasvirine sıçrıyoruz. İşte bu olay örgüsü bu kitabı farklı bir kefeye koymaya yetiyor.
Kitap bu denli ilginç bir konu üzerinde akıp giderken, "sonunda ne olacak?" merakı baskınlığını son ana dek koruyor. Fakat itiraf etmeliyim ki -yazıldığı zamana göre değerlendirdiğimizde- bu üst düzey kitabın böylesine bir finali hak etmediğini düşünüyorum. Bir okur olarak kendimi ikinci plana atıp kitabı daha çok düşündüğümü ise bu şekilde itiraf etmiş olayım. Zira Efendi Uyanıyor mükemmel bir okumalık sunuyor. Heyecanla okuduğumuz sayfalar bize güzel bir keyif yaşatıyor.
Bilimkurgu okurlarına, özellikle de alt dalı konumundaki distopya severlere önerimdir. Zaman Makinesi, Dünyaların Savaşı, Görünmez Adam gibi kült kitapların yazarı Wells'in bu kitabının tadına da bakılmalı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder