13 Mart 2014 Perşembe

True Detective



True Detective, başrollerinde bu sene Dallas Buyers Club filmiyle Oscar'a uzanan Matthew McConaughey ve başarılı aktör Woody Harrelson'ın bulunduğu, bu yılın hemen başında Amerikan HBO kanalında yayınlanmaya başlayan bir polisiye dizidir.

Keskin ve vurucu diyalogları, kusursuz oyunculuk performansları, dizi tarihini yeniden yazabilecek denli güçlü sahne çekimleri, hayran kalınası bir yönetmenliği, kurgusu ve müzikleriyle daha şimdiden televizyon tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

1995 yılındaki bir dosyanın 2012'de tekrar açılması üzerine Rust ve Marty adlı iki dedektif çarpraz sorguya alınırlar. Bir yandan 95 yılına dönüp ana olaylara şahit olurken, bir yandan da sorgulanma sahneleri devam etmektedir.

En ince ayrıntısına dek düşünülmüş olan bu sıra dışı kurgu insanı öyle bir içine çekiyor ki, bir saat uzunluğundaki bölümler çok daha kısaymış gibi geliyor. Su gibi akıp geçiyor. Ve insana "HBO bu işi biliyor" dedirtiyor. Bölüm sonlarında da bir transa girdiğimiz ve aklımızı onlarca sorunun kurcaladığı aşikar.

Dördüncü bölümün öyle bir son on dakikası var ki, samimiyetle söylüyorum Ozymandias'den sonra benim televizyonda gördüğüm "en iyi şey". Böyle bir tek çekimi yıllar önce Alfonso Cuaron yönetmenliğindeki Children of Men filminde görmüştüm, bir de bu dizide gördüm. Küfürler eşliğinde izlediğimi itiraf etmeliyim. Evet şu an için dizi sıralamam değişmiş bulunmakta. Breaking Bad benim için ilk sıradaki yerini korurken, True Detective ikinci sıraya oturmuş bulunmakta, ki IMDb'de de durum aynı.

Dizi aforizmalarla dolu. Özellikle Rust'ın ağzından çıkacak her bir cümleyi elimde kağıt kalemle bekliyorum. İşte aralarında en sevdiğim: "Ölüm, yok edeceği şeyleri yetiştirmek için zamanı yarattı."

Rust ve Marty gibi iki efsane karakter armağan etti bizlere dizi ekibi. Kendilerine teşekkürü borç bilirim. Lakin ilk  mini dizi olarak düşünülüyordu True Detective, çok tutulunca yeni sezonda yeni ekiple devam edilecekmiş. Biraz şüphelerim olsa da ve asla ilk sezonun önüne geçemeyecek olsa da, bu ekipten yine bir şaheser çıkacağı ortada.

Ha bu arada, bu yorumu yalnızca ilk dört bölümü izlemiş olarak yazıyorum, önümde dört bölüm daha var, acele edip de hemen tüketmek istemiyorum açıkçası...

İzleyiniz, izlettiriniz efendim. True Detective bir sanat eseri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder