En sevdiğim animasyon olma özelliğini taşıyan Sevimli Canavarlar hakkında bir şeyler söylemiştim geçtiğimiz mart ayında. Kritiği Kayıp Rıhtım'dan okumak isteyenleri şöyle alayım.
“Bu filmi yaparken hiçbir canavar zarar görmedi.”
Oyuncak Hikayesi’nin Oscar Ödüllü yaratıcılarından,
dünyanın her yerinde, hayranların ve sinema eleştirmenlerinin kalplerini
fetheden bir film!
Aslında, “Animasyon tarihinin köklerine indiğimizde…” diyerek de başlayabilirdim yazıma lakin bir Yekta Kopan olmadığımı fark ettim.
Hayal gücünün tasarımla buluşup tavan yaptığı görsel bir ziyafet olarak tanımlayabiliriz aslında bu filmi. Yaratıcılık harikası bir hikaye anlatımıyla Sevimli Canavarlar, kapılarını kargaşa ve yaramazlığın, canavarlar büyüklüğünde kahkahalar attırdığı bir dünyaya açıyor. Hayranlık uyandırıcı, pamuk şekeri tadında bir animasyon. Hatta daha da ileri gidersek, animasyon tarihinin miladı demek bile oldukça mümkün.
Evet, muazzam bir hayal dünyasının beyaz perdeye çok başarılı bir şekilde yansıtılması izliyoruz bu pek sevimli animasyon filmde. Küçük büyük demeden herkese hitap ediyor. Ben Sevimli Canavarlar’ı, ‘animasyon dünyasında devrim yapan ve çığır açan bir film’ olarak adlandırıyorum. Çünkü kendisinden sonra yapılan animasyonlarda benzer özellikler görmek mümkün.
Birçok sinemasal tekniğin ilk kez kullanıldığı bir animasyonla kalınmıyor, tekrar tekrar izlenilebilecek bir atmosfer yaratılıyor. Buradan yola çıkarak da, aslında animasyon filmlerin ne denli önemli olduğunu anlamamızı sağlıyor. En az bir sinema filmi -belki de daha fazla- kadar emek harcanan bir sürü yapım var animasyon tarihinde.
Canavarlardaki saçlar ve tüylerin kusursuzluğunu izleyenler fark etmişlerdir büyük ihtimalle. Pixar bu animasyonuyla birlikte bu sorunu kökten çözmüştür. Daha önce hiçbir animasyonda kullanılmayan özel efektlerle birlikte çok renkli tüyler, ıslak görüntü, tüy/kıl dinamikleri çok detaylı bir şekilde yansıtılmıştır. Bir örnek de verecek olursam eğer; Sully’nin karlı bölgedeyken tüylerinin üzerinde bulunan karlar son derece başarılı.
CGI teknolojisi ile Pixar çok iyi bir iş çıkarıyor elbette, farklı konusu ile dikkat çekiyor Sevimli Canavarlar. Fakat insan şunu soramadan edemiyor; “Neden bir Buz Devri, bir Wall-E, bir Shrek kadar popüler değil?” Mantıklı bir cevap verebilmek mümkün değil. Tabii ki Wall-E’deki konu derinliğini bulamayız Sevimli Canavarlar’da, ama en az onun kadar -benim için en iyisi- başarılı ve tekrar tekrar seyredilesi bir film.
Aslında, “Animasyon tarihinin köklerine indiğimizde…” diyerek de başlayabilirdim yazıma lakin bir Yekta Kopan olmadığımı fark ettim.
Hayal gücünün tasarımla buluşup tavan yaptığı görsel bir ziyafet olarak tanımlayabiliriz aslında bu filmi. Yaratıcılık harikası bir hikaye anlatımıyla Sevimli Canavarlar, kapılarını kargaşa ve yaramazlığın, canavarlar büyüklüğünde kahkahalar attırdığı bir dünyaya açıyor. Hayranlık uyandırıcı, pamuk şekeri tadında bir animasyon. Hatta daha da ileri gidersek, animasyon tarihinin miladı demek bile oldukça mümkün.
Evet, muazzam bir hayal dünyasının beyaz perdeye çok başarılı bir şekilde yansıtılması izliyoruz bu pek sevimli animasyon filmde. Küçük büyük demeden herkese hitap ediyor. Ben Sevimli Canavarlar’ı, ‘animasyon dünyasında devrim yapan ve çığır açan bir film’ olarak adlandırıyorum. Çünkü kendisinden sonra yapılan animasyonlarda benzer özellikler görmek mümkün.
Birçok sinemasal tekniğin ilk kez kullanıldığı bir animasyonla kalınmıyor, tekrar tekrar izlenilebilecek bir atmosfer yaratılıyor. Buradan yola çıkarak da, aslında animasyon filmlerin ne denli önemli olduğunu anlamamızı sağlıyor. En az bir sinema filmi -belki de daha fazla- kadar emek harcanan bir sürü yapım var animasyon tarihinde.
Canavarlardaki saçlar ve tüylerin kusursuzluğunu izleyenler fark etmişlerdir büyük ihtimalle. Pixar bu animasyonuyla birlikte bu sorunu kökten çözmüştür. Daha önce hiçbir animasyonda kullanılmayan özel efektlerle birlikte çok renkli tüyler, ıslak görüntü, tüy/kıl dinamikleri çok detaylı bir şekilde yansıtılmıştır. Bir örnek de verecek olursam eğer; Sully’nin karlı bölgedeyken tüylerinin üzerinde bulunan karlar son derece başarılı.
CGI teknolojisi ile Pixar çok iyi bir iş çıkarıyor elbette, farklı konusu ile dikkat çekiyor Sevimli Canavarlar. Fakat insan şunu soramadan edemiyor; “Neden bir Buz Devri, bir Wall-E, bir Shrek kadar popüler değil?” Mantıklı bir cevap verebilmek mümkün değil. Tabii ki Wall-E’deki konu derinliğini bulamayız Sevimli Canavarlar’da, ama en az onun kadar -benim için en iyisi- başarılı ve tekrar tekrar seyredilesi bir film.
Animasyonları çok seviyorum. Sanırım bunun en büyük nedeni
de animasyon izlemeye Sevimli Canavarlar ile başlamış olmam. Çizgi filmleri de
çok severdim. Çocukluğum, “en sevdiğin çizgi film ne?” sorusuna, “Simba,”
yanıtı vermekle geçti. Tabii ki arkasından ikinci bir soru geliyordu hemen,
“Sinbad olmasın o?” “Hayır efendim, Simba!”
Sevimliliğin son noktasında olan bir kız çocuğu.
Davranışları, konuşma biçimi, hareketleri ve mimikleriyle, yanaklarını sıkmak
isteyeceğiniz, çok şeker bir karakter. Mükemmel bir gözlem ve çalışmanın emeği
olduğu besbelli. Adı mı?
Boo!
Yok efendim, ne münasebet. Korkutmak için söylemedim. Kızın
adı “Boo” yani.
O ne sevimli bir yaratıktır öyle yahu! Bilgisayar ortamında
yaratılan bir karakter ne kadar tatlı ve gösterişli olabilir ki? Ama Boo öyle
değil işte. Bir istisna. Türkçe seslendiren kızın da verdiği sesle güçlü bir
karakter olarak çıkıyor karşımıza. Filmi izlerken gerçek olduğunu zannetmemek
mümkün değil. Yeri gelir ağlatır, yeri gelir kahkahayla güldürür. Hazırlıklı
olun, gardınızı ona göre alın.
2001 yılında çekilen bu animasyonun konusunu kısaca
hatırlamak gerekirse eğer;
Canavarlar dünyası isimli kendilerine ait bir dünyada
yaşayan ve hayatlarını idame ettirebilmek için insanlara ihtiyaç duyan ilginç
ve bir o kadar da sevimli canavarların dünyasının insanlarla karıştığı an
ortaya çıkan trajikomik hikayeyi anlatır, artık klasikleşmiş bir Akademi ödüllü
animasyon komedi-macera filmi olan “Sevimli Canavarlar”.
En iyi öcü James P.Sullivan ve onun çalışkan yardımcısı Mike
Wazowski, Canavarya’nın en büyük çığlık işleme fabrikası olan Canavarlar
Şirketi’nde çalışmaktadırlar. Canavarlar dünyasının ana enerji kaynağı,
insanoğlu çocuklarının çığlıklarıdır. Canavarlar, çocukların tehlikeli ve
zehirli olduklarına inanırlar. Küçük bir kız çocuğu dünyalarına yanlışlıkla
girdiğinde, korkudan ne yapacaklarını şaşırırlar. Çünkü Canavarlar
Dünyası’ndaki inanışa göre insanlar toksik etki yapıyorlar ve küçük kızın
varlığı onlar için bir salgın hastalık tehdidi anlamına geliyor…
Dehşete kapılan canavarlar salgın bir hastalığın
yayılacağını düşünmeye başlarlar. Bu küçük kız zannettikleri gibi onların
yaşamını tehdit ediyor mudur? Mike ve Sulley birlikte bu hatayı düzeltmek ve
Boo’yu evine geri göndermek için bir plan yaparlar. Ancak üçlü, bu süre boyunca
bir dizi beklenmedik hadise, canavarca entrikalar ve korkunç komik
talihsizliklerle karşılaşırlar. Onları hayal bile edemeyecekleri bir sırra
yönlendiren gizleme çabasına girişirler.
Çocukları ağlatmak için harcadığımız zamanı aslında
güldürmeye harcamalıyız ve çocukların dolaplardan korkmasının aslında yersiz olduğu
mesajlarını çok net alabilirsiniz filmden. Bunu da öcü böcülerin yardımıyla
yapmış Disney Pixar. Çok da iyi yapmış.
Kısaca özetlemek gerekirse, karakterleri, esprileri,
ayrıntıları, ve efektleriyle, “bir animasyon bu kadar geniş bir yaş kitlesine
nasıl hitap ediyor?” dedirten, şaşırtıcı, sevimli, canavar bir yapım!
Filmin sonundaki çekim hataları adlı bölüm dahiyane. Bir
animasyonda çekim hataları olur mu demeyin, izleyin ve kendi gözlerinizle şahit
olun! Gerçekten harikulade bir fikir. Çok şaşırtıcı ve bir o kadar da
eğlenceli.
Şimdi gelelim film hakkındaki bilgilere.
# ‘Sevimli Canavarlar’ ilk olarak 2 Kasım 2001’de gösterime
girdi.
# 115 milyon dolar bütçesi ile en pahalı animasyon olma
özelliğini taşımaktadır.
# Filmin 3 yönetmeni bulunmakta: Pete Docter, David
Silverman, Lee Unkrich
# Müzikler; Randy Newman.
# 2001′de bu film ile “En İyi Animasyon” dalında Akademi
Ödülü’ne aday gösterilen yönetmen Pete Docker, daha sonra 2009′da “Up/Yukarı
Bak”la En İyi Animasyon dalında Oscar kazandı.
# Yönetmen “Yukarı Bak” filminin yanı sıra, 2008′de
Wall-E/Vol-İ ve 1995′te “Toy Story/Oyuncak Hikayesi” ile 3 kere “En İyi Orijinal
Senaryo” dalında Oscar’a aday gösterildi.
# Bu filmin yapımcıları arasında yer alan Darla K. Anderson,
ayrıca “A Bug’s Life/Bir Böceğin Yaşamı”, “Cars/Arabalar” ve “Toy Story
3/Oyuncak Hikayesi 3″ filmlerinin de yapımcılığını üstlendi ve Oyuncak Hikayesi
3, 2010′da “En İyi Film” dalında Oscar’a aday gösterildi.
# Filmin başındaki kuş animasyonu Oscar ödülü kazanan Fort
the Birds’dur.
# Dört dalda Oscar adayı oldu: En İyi Uzun Metraj Animasyon
Filmi, En İyi Müzik, En İyi Ses ve En İyi Şarkı.
# O yıl ilk kez verilmeye başlanan “En İyi Animasyon”
dalındaki ödülü Shrek’e kaptıran Sevimli Canavarlar, “If I Didn’t Have You” ile
“En İyi Şarkı” ödülünün sahibi olmuştur.
# Film için orijinal tasarladığı “If I Didn’t Have Yo” adlı
şarkıyla ilk Oscar’ını alan Randy Newman daha önce 15 kez Akademi Ödülleri’ne
aday gösterilmişti.
# Mike’ın evindeki alfabetik sıraya göre dizilmiş olan
CD’ler genelde caz. (Guartet Muartet)
# Yine Mike’ın evindeki kitap isimleri Fur-Bang Shock,
Greasy Super, Entomology, Memories of Centauryville.
# Akademi ödüllü bu animasyonun sevimli karakterlerini Billy
Cristal, John Goodman, Seteve Buscemi, Jennifer Tilly gibi ünlü aktörler
seslendiriyor.
# Filmde küçük kızın odasındaki oyuncaklardan biri de
“Finding Nemo/Kayıp Balık Nemo”daki “Clown Fish”tir. Yıllar sonra çekilecek
filmin karakterlerinden birinin Sevimli Canavarlar’da görünmesi, “bu bir
tesadüf mü?” sorusunu gündeme getiriyor. Elbette tesadüf değil. Pixar bunu
sürekli yapıyor. Finding Nemo/Kayıp Balık Nemo’da da dişçinin odasında bulunan
oyuncakların arasında “Toy Story/Oyuncak Hikayesi” karakterleri bulunmaktaydı.
# Filmin IMDb puanı: 8.0/10
# Filmin Süresi: 92 dakika.
Türkçe seslendirenlere de değinmek gerekirse eğer;
Boo : (Volkan Severcan’ın dört yaşındaki kızı Melis
Severcan)
James P.Sullivan : (Kerem Atabeyoğlu)
Mike Wazovski : (Ziya Kürküt)
Randall : (Aliekber Diribaş)
Waternoose: (Kaya Akarsu)
Roz : (Göksel Kortay)
Yeti : (Ali Gül)
Flint : (Gülen Karaman)
Bile : (Talat Bulut)
Celia : (Gamze Gözalan)
Fungus : (Boğaçhan Sözmen)
Charlie : (Sercan Gidişoğlu)
George : ( Mazlum Kiper)
Suşi Aşçısı : ( Ali Düşenkalkar)
Bu filmden sonra animasyonlara olan sempatinizin artması
işten bile değil. Ama şunu hatırlatmakta yarar var, çoğu animasyon da Sevimli
Canavarlar kadar kaliteli değil. Günümüzde yapılmakta olan animasyonlar bile
kalite bakımından çok geri kalıyorlar. Bu denli özgün ve kaliteli yapımlar
artık kolay kolay çıkmıyor ne yazık ki.
Yavaş yavaş yazımın sonuna doğru gelirken çok önemli 2
konuya daha değineceğim.
Sevimli Canavarlar şu an vizyonda! Evet, yanlış duymadınız.
Film, geçtiğimiz cuma 3 boyutlu olarak beyazperdeye yine merhaba dedi. Peki ne
oldu da bir anda tekrar vizyona girdi bu animasyon?
O halde sıkı durun.
“Sevimli Canavarlar Üniversitesi/Monsters University,” adlı
devam filminin vizyon tarihine kısa bir süre kaldı!
Zaten böyle bir kurgunun devamını gelmemesi yeterince ilginç
bir olaydı. Pixar da boş durmamış ve hem bizlere ilk filmi hatırlatmak, hem de
yeni filme hazırlamak için “Sevimli Canavarlar”ı 3 boyuta çevirmiş.
Henüz izlememiş olanlar için çok güzel bir fırsat.
Şimdi gelelim 2.film “Sevimli Canavarlar Üniversitesi”nin
konusuna.
Mike ve Sully Sevimli Canavarlar’dan sonra yeniden
beraberler! Canavar olmak öğrenilebilir! Bu sefer maceranın öncesine, ikilinin
üniversite günlerine dönüyoruz. İkili henüz sıkı dost değiller ama bu çılgınca
eğlenmeyecekleri anlamına da gelmiyor.
Mike Wazowski ve James P. Sullivan ayrılmaz bir ikilidir ama
durum her zaman için böyle olmamıştır. Bu uyumsuz canavarlar tanıştıkları andan
itibaren birbirlerine tahammül edememişlerdir. “Sevimli Canavarlar
Üniversitesi” Mike ve Sulley’nin farklılıkları aşarak nasıl en yakın dostlar
olduklarına dair kapıları açıyor.
Kahkaha ve eğlence dolu “Sevimli Canavarlar Üniversitesi”nin
yönetmen koltuğunda Dan Scanlon otururken, filmin yapımcılığını Kori Rae
üstleniyor. Film, Türkiye’de 21 Haziran 2013’te 3 boyutlu olarak vizyona
girecek.
# “Sevimli Canavarlar Üniversitesi”, “Sevimli Canavarlar”
filminden yaklaşık 12 yıl sonra Amerikan sinemalarında gösterilecek.
# Billy Crystal ve John Goodman önceki filmde
canlandırdıkları Mike Wazowski ve Sulley rollerini yeniden seslendiriyorlar.
# “Sevimli Canavarlar Üniversitesi” yeni birkaç yüzle ve
“Sevimli Canavarlar” filmindeki birkaç sevilen karakterle geri dönüyor.
Dediğim gibi, animasyon tarihinde bir dönüm noktasıdır
Sevimli Canavarlar.
İzlememeniz önerilmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder