9 Nisan 2014 Çarşamba

Biz - Yevgeni Zamyatin


Not: Okuduğum kitaplar hakkında, bitirdikten sonra ama az ama çok, genelde bir şeyler söylemeye çalışırım. Biz'i okuduğum zaman henüz Kara Dörtleme olarak adlandırılan kitapların tamamını okumamıştım, bu yüzden bir seneye yakın bir süre önce yazdığım bu yazıyı aynen buraya koyduğum için, geçen süre zarfında diğerlerini de okuduğumu belirtmek isterim. (Bakınız: Bin Dokuz Yüz Seksen Dört) Diğer kitaplar hakkındaki yazıları da yakında ekleyeceğim.

Fark ettiğim bir başka şey ise, çok sevdiğim bu kitap hakkında ufacık bir yazı yazıp, yüzeysel değinmem oldu. Daha müsait bir zamanda Biz hakkında ve diğer distopya kitapları da kapsayan bir dosya hazırlamayı düşünüyorum. O zaman daha detaylı değinmeyi umuyorum, şimdilik bu yazı burada dursun.

Mayıs, 2013'te yazılmıştır.

Distopya denince Türkiye'de ilk akla gelen kitaplar; Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Cesur Yeni Dünya, Fahrenheit 451, Hayvan Çiftliği vs. Peki tüm bu kitaplar henüz yazılmamışken, türün ilk örneği, Distopya'nın atası niteliğindeki Biz neden geri planda kalıyor? Mantıklı bir açıklama yapabilmek mümkün değil.

Kara Dörtleme olarak tabir ettiğimiz listeden bir tek Fahrenheit 451'i okumuştum ve geçenlerde Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'e de start vermek üzereydim ki, neden en başta türün ilk örneği Biz'i okumadım diye sordum kendime. Sonra bıraktım elimden Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü ve gittim Biz'i aldım. Bin Dokuz Seksen Dört ve Cesur Yeni Dünya'yı Biz'i okuduktan sonra okumaya karar verdim. Bu sayede Biz'den sonra yazılmış olan bu romanların aralarında ne gibi benzerlikler olduğunu daha iyi kavrama şansını yakalayacaktım.

Nitekim okudum Biz'i. Ne de güzel düşünmüşüm! Kara Dörtleme'nin kalan iki kitabını da ilerleyen günlerde okumak niyetindeyim. Ama önce Biz hakkında bir şeyler söyleyelim.

Biz, şahsım adına bugüne dek okuduğum tüm kitaplar içerisinde rahat ilk beşimi zorlayacak denli etkileyici. Hiç beklemiyordum aslında bu denli sarsıcı bir eser.

Birey olmayı unutmuş, sistemin kölesi olmuş insanlar. İsimleri dahi yok. Numaralarla adlandırılıyorlar.

Ve biz de D-503 adlı karakterin ağzından öğreniyoruz tüm yaşananları. Aynı zamanda Entegral adındaki bir projenin de 'denek'i konumundadır D-503, amaç diğer gezegenlerdeki canlıları da Tek Devlet egemenliği altına almak.

Betimlenen dünyadaki her şeyin saydam oluşu bana çok garip geldi açıkçası ve korkunç! İnsanların en doğal haklarından biri olan seks bile izinle yapılıyor. Gidip bir süreliğine perdeleri kapama belgesi alıyorsun. Bir başka deyişle seks yapma belgesi. Ne kadar ilginç değil mi?

Numaralı her bir kişinin genel adı ise "Biz". Bazı şeylerin farkına varıp uyanan D-503'ün BİZ'likten çıkarak BEN olma yolculuğu. Çalkantılı aşk yaşamını da günlüklerinde gözler önüne seriyor D-503. Kendi içinde yaşadığı çatışmalar çok güzel yansıtılmış.

Kısaca harikulade bir eser Biz. Okumayanlar daha fazla zaman kaybetmesinler bence. Ve önerim orjinal çeviriden yani İthaki'den okumanız yönünde. Gerçekten çok iyiydi çeviri. Emek harcanmış. Numaralar da kalın puntoyla yazılmış gibi gibi. Bu kitabın Türkiye'de daha çok bilinmesi açısından Can Yayınları'ndan çıkmış olmasını isterdim elbette. Çok satsın, çok okunsun isterdim.

Ve evet, bol bol altı çizilesi cümleler mevcuttu kitabın içerisinde. İşte onlardan yalnızca üçü;

"İnsanı suçtan arındırmanın tek yolu onu özgürlükten arındırmaktır."

"Bilgi de neymiş! Bilgi dediğin sizin korkaklığınızdır. Doğru olan nedir ki? Siz sonsuzluğu bir duvarla sınırlamaya çalışıyorsunuz. Evet! Gözleriniz kapalı olarak bakınız. Evet!"

"İnsan son sayfasına kadar ne olacağı bilinmeyen bir roman gibidir. Başka türlü olsaydı okunmaya değmezdi..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder