Aralık, 2012'de yazılmıştır.
Zaman Makinesi kısa sayılabilecek bir kitap olsa da, bitirmem biraz uzun sürdü.
Kitaba başlamadan önce anlatım şeklinin nasıl olduğu hakkında bir fikrim dahi yoktu. Okumaya başladığımda birinci tekil şahıs kullanımına biraz şaşırmıştım çünkü beklemediğim bir şeydi. Olaylar Zaman Gezgini'nin gözünden anlatılıyordu ve okudukça benimseme oranım da doğru orantılı bir şekilde artış gösterdi. Birinci tekil şahsa olan ön yargımın Joseph Delaney'le kırıldığını belirtmiştim birkaç yerde ve bu yüzden Wells'i okumam ve anlamam zor olmadı.
Fakat her ne kadar birinci tekil şahıs kullanılmış olsa da, üslubu biraz farklı Wells'in, bunu fark ettim. Zamanda yolculuk günümüzde klişe sayılabilecek bir bilimkurgu konusu olsa da, Zaman Makinesi'nin yazıldığı dönemde bu durum söz konusu değildi. Wells'in felsefik ve derin cümleleri oldukça etkileyici ve gerçekçi.
Baştan sona kadar kitapta bir gizem havası hakim. Kitabı bitirdiğimde birkaç dakika kendime gelemedim ve bu benim için nadir rastlanan bir duygu. Zaman Makinesi hakkında söylenebilecek birçok şey var aslında. Ben de kısaca fikirlerimi belirteyim dedim. Filmi de varmış, bunu yeni öğrendim. En kısa sürede izlemeye çalışacağım. (hala izlemedi)
Ayrıca harika bir final yazmış Wells. Zaman Gezgini nereye gitti ağbi? Çok merak ediyorum ya!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder