9 Nisan 2014 Çarşamba
Hayvanlılar Şehri - Lauren Beukes
Bir yılı aşkın bir süredir okumak istediğim bir kitaptı "Hayvanlılar Şehri". Sonunda okuyabildim. Şimdi birkaç şey söylemek gerek hakkında.
Zinzi'nin görevi kayıp eşyaları bulmak. Yerel kütüphane, süpermarket ve araba camları gibi yerlere reklamını yapıştırıyor ve herhangi bir şeyini kaybetmiş müşteriler ise Zinzi'ye ulaşarak yardım istiyor. Zinzi, kaybolan şeyleri bulup sahiplerine iade ettikten sonra, emeğinin karşılığı olarak belirli miktarda para alıyor ve bu şekilde geçimini sağlıyor.
Yanında bir de tembelhayvan bulunuyor. Bu hayvan Zinzi'ye ait. İşlemiş olduğu cinayetin bedelini hayvanlanarak ödüyor. Yani Zinzi bir "Hayvanlı Kız".
Yine bir gün, kayıp bir eşyayı, Bayan Luditsky'nin yüzüğünü bulmaya çalışıyor. Buluyor da. Fakat yüzüğü sahibine götürdüğü esnada, yüzüğün sahibiyle arasındaki bağ kopuyor. Bayan Luditsky'nin ölmesi sonucu yüzük Zinzi'de kalıyor.
Tam o sırada, kalabalığın arasında Malta Kanişi adlı kişiden Zinzi'ye, bir insanı bulması teklif ediliyor. Zinzi'nin en hoşlanmadığı şey ise, kayıp bir insanı bulmak. Borçları bulunan Zinzi'ye acilen para lazımdır ve gelişen birkaç olay sonucu mecburiyet dahilinde bu teklifi kabul eden "Hayvanlı Kız" için tehlike çanları çalmaya başlayacaktır.
İtiraf etmeliyim ki, kitabın son sayfasını da kapadığımda yüzümdeki hayal kırıklığı görülmeye değerdi. 10 üzerinden 6 vermeyi düşündüğüm kitabın, son 50 sayfaya girdiğimde biraz hareketlenmesi sonucu puanımı 7'ye çıkardım. Bu bile yetmedi, kitap beklentimin çok altında kaldı. Ben daha "anlaşılır" bir hikaye bekliyordum mesela, içerik ise "karman çorman".
Hele hikayeye hiçbir katkısı bulunmayan birkaç bölüm var ki, es geçmek mümkün değil. İlk bakışta güzel düşünülmüş bir detay gibi gelse de, kitabın sonuna ulaştığınızda o bölümler anlamını yitiriyor. Ya kitap 700-800 sayfa civarında olmalı ve öykünün geçtiği dünya daha detaylı bir şekilde okura sunulmalıydı, ya da o tip gereksiz eklemeler yapılmamalıydı. Neyden bahsettiğimi de bir örnekle açıklayayım hemen: Mesela hapishanedeki "hayvanlılar"ın duygu ve düşüncelerinin olduğu bölüm. Çok ince bir detay ve oldukça da hoş, fakat bunun hikayeye ne gibi etkisi var işte onu çözebilmiş değilim.
Yazar kadın, yarattığı baş karakter de kadın, hikayenin geçtiği yer olarak da Afrika kıtasını seçmiş olması gizi özellikler biraz ilgi çekici gösterebiliyor kitabı. Hem Zinzi'yi çok sevdim mesela ben. Ağzı bozuk bir keş, muhteşem bir karakter, tembelhayvanı da öyle. Ama işte bir sorun var, bu kitap "tam olmamış". Az pişmiş yani. Yazım tarzı da çok iyi Lauren Beukes'un fakat keşke hikayeyi biraz daha olgunlaştırdıktan sonra kaleme alsaymış.
Ha unutmadan, kitap 2011 Arthur C. Clarke Ödülü'nün sahibi. Bilimkurgu değil de, şehir fantazyası türüne daha yakın olduğuna birçok yerde değinilmiş zaten. Bu yüzden bu ödülü, kitabı okuduktan sonra garipsedim.
Bunun yanı sıra, 2010'da da BSFA En İyi Kapak Görseli Ödülü'nü kazanmış bulunmakta. Son derece haklı bir ödül olduğunu belirtmem gerek. Gerçekten hoş bir kapak tasarımı var kitabın. Sevgili İthaki'ye de teşekkür etmek gerek, bu güzel kapağı bozmadan kitabı dilimize kazandırdıkları için.
Özet olarak: Okuduğuma pişman değilim, sadece biraz beklentimin altında kaldı, o kadar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder