Dizi dünyasında HBO kanalının bir ağırlığı olduğunu herkes bilir. Büyük toplar, yani kült olmuş dizilerin büyük çoğunluğu hep bu kanaldan çıkmıştır çünkü. AMC kanalı ise hiç kuşkusuz son birkaç yıldır dizileriyle Emmy'e ambargo koymuş bir kanaldır. (Mad Men ve Breaking Bad)
Bu yüzden ABD'de AMC'nin çıkaracağı diziler büyük bir merakla beklenir ve çıktığında da ilgiyle takip edilir. Mad Men, Breaking Bad, The Walking Dead, Low Winter Sun ve Hell on Wheels en güzel örneklerdir.
ABD'de de hal böyleyken ülkemizde bu durum tam tersidir. AMC kanalı ülkemizde bir tek The Walking Dead ile varlık gösterebilmiştir, ha Breaking Bad'i de unutmamak gerek. Kendisi son Emmy Ödülü'nün sahibi olmakla birlikte benim de şu an için en sevdiğim dizi konumundadır. 3 Emmy Ödüllü Mad Men bile azınlık bir kitle tarafından takip edilmektedir Hell on Wheels içinse durum çok daha vahimdir. Hali hazırda devam eden tek Western dizisi konumunda bulunan Hell on Wheels gerektiği kadar ilgi görmüyor, evet.
Biraz da diziden bahsedeyim. Veya ülkemizde henüz keşfedilmemiş bir başyapıttan mı demeliyim? Varın ona siz karar verin.
Bu yapımı daha ilk bölümünde keşfetmiş biri olarak şahsen kendimi şanslı addediyorum. İki çeşit dizi izleme yöntemi vardır: Birincisi dizinin tüm bölümleri yayınlanmıştır ve o bölümleri peş peşe izleyerek kendine ziyafet verirsin, ikincisi de bir diziyi haftalık takip edersin. İkisinin de kendine has zevkleri vardır. Hell on Wheels'i haftalık takip etmek benim için büyük bir keyif.
Cullen Bohhanon: Başrolde oynayan ve Anson Mount'un canlandırdığı Cullen Bohannon ile başlamak istiyorum. Adam kelimenin tam anlamıyla yürüyen karizma. Rolünü adeta bir kostüm gibi giyinmiş durumda. Onu izlemek büyük bir zevk. Mississippili Güneyli bir askeri oynuyor dizide. Daha doğrusu ilk sezonda öyleydi. Güney Birlikleri adına iç savaşa katılıyor ve savaş bitiminde evine döndüğünde ise karısının kendisini asmış olduğunu, oğlunun da Kuzeyli askerler tarafından katledildiğini öğreniyor. Bohannon intikam yemini ediyor ve ailesinin yok olmasında başrol oynayan kişilerin izini sürmeye başlıyor. Bu yolculuk onu kıtayı bir uçtan diğerine bağlamayı amaçlayan demiryolu inşaatına götürür. Bir seyyar şehir olan Hell on Wheels'e böylelikle giriş yapmış olur Bohannon. Burada yaşayacakları ise onu intikam ateşinden uzaklaştırır ve tek amacının demiryolunu bitirmek olduğuna karar verir. Usta başı olarak başladığı serüvenine 3.sezonda tüm işçilerden sorumlu şirketin baş adamı olarak devam eder. Yani Thomas Durant'i alt ediyor da diyebiliriz.
Thomas Durant: Union Pacific Railroad Şirketi'nin demir yolu yapımında görevlendirdiği, demiryolunu kullanarak şirketin paralarını zimmetine geçirmekten utanmayan 19.yüzyılın ABD'sinde kapitalist bir adam. Arkasındaki güce güvenerek kanun adamı gibi gözüküp zaten çok az miktarda maaş alan işçilerle adeta oyuncak gibi oynaması, her türlü pisliği yapması, Bohannon'un Hell on Wheels'e adım atmasıyla sonlanır. Bohannon'u alt etmek zordur çünkü. Dizi buradan sonra Thomas Durant ve Cullen Bohannon çekişmesine sahne olur. 2.sezonun sonunda hak ettiği gibi hapsi boylayan Durant, 3.sezonda küllerinden yeniden doğar.
Elam Ferguson: Demir yolunda çalışan siyahi bir işçi, eski bir köle. Eğitim alarak yetişen nadir kölelerden biridir. İlk zamanlarda Bohannon'la pek anlaşamasa da zaman geçtikçe en güvenilir kişinin Bohannon olduğuna karar vermiştir. Bir bakıma Bohannon'la kader ortağıdır. Vahşi Batı'da birbirlerinin arkasını kollamak zorundadırlar artık. Ayrıca Bohannon sayesinde konumunda da bir yükselme olmuştur. Dizideki siyahilerin önderidir. Hell on Wheels'deki genelevde çalışan Eva adlı kadına aşıktır aynı zamanda.
Eva: Hell on Wheels'deki genelevde çalışan bir fahişe olan Eva'nın da hayatı Elam'la tanıştıktan sonra değişikliğe uğrar. İlk başlarda asi kimliğiyle tanıdığımız Eva zamanla değişir ve genelevdeki hayatına da son verir. Mr. Toole adlı adamın da kendisini sevmesi sonucunda çıkılmaz bir aşk üçgenine girilir.
Lily Bell: Vahşi Batı'nın masum sarışın hanımı.* Thomas Durant'in arazi koşullarını inceledikten sonra uygun bir yol haritası çıkarması için görevlendirdiği mühendisi Robert Bell ve adamları kızılderililer tarafından katledilir. Robert ölmeden kısa bir süre önce haritaları Lilly'e Bell'e ulaştırarak onun Hell on Wheels'e gitmesini ve haritaları Durant'e vererek olan biteni anlatmasını ister. İşte Lily'nin bu gezgin kasabayla tanışma serüveni de kısaca böyledir. Lily Bell güzelliğiyle Bohannon'u etkilemeyi başarır ve bir aşk üçgeni de Bohannon-Lily-Durant arasında yaşanır. 2.sezon finalinde ölerek de bizleri derinden üzer.
Ruth: Hell on Wheels'de hristiyanlığı yaymaya çalışan masum, şirin bir kız, rahibe. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz, işini yapar. Duygusaldır. Lily Bell'in de artık dizide olmayışından dolayı Bohannon'la yakınlaşmasını beklediğim karakter.
Peder Cole: Eskiden bir kızılderili olan bu adam hristiyanlığı kabul ederek üzerine bir takım elbise geçirir ve pederliğe soyunur. Kızılderi atalarıyla zaman zaman karşıya gelen Cole, sürekli ikilem yaşamaktadır. Ruth'a aşıktır.
İsveçli: Çakma İsveçli de diyebiliriz. Aslında Norveçli kendisi. Ama bir İsveçlidir gidiyor, herkes öyle hitap ediyor dizide. Kimseye eyvallahı olmayan, sinsi ve güvenilmez bir karaktere sahip. Bohannon'un en çok çektiği isim konumundadır. Aksanı çok hoş olmakla birlikte oyunculuğu da tartışılmaz.
Mickey McGinnes: İrlandalı. Batıya gelme sebebi servet kazanmak. Ticari zekaya sahip önemli bir karakter. Kimseyle zıt düşmemeye çalışarak işini yapar. Hell on Wheels'deki meyhane ve genelevin de sahibir aynı zamanda.
Sean McGinnes: Mickey'nin kardeşi. Onun da amacı aynı. Fakat abisiyle kıyaslandığında zayıf bir karakter ve korkak. Ticari zekaya sahip değil ve her zaman başı belada. Mickey'nin her zaman kendisini kurtarmasını bekler.
Genel Yorum: Kaliteli ve izlenebilir bir dizi arıyorsanız Hell on Wheels çok uygun bir tercih olacaktır. Tekerlekler üzerindeki cehennemle* tanışın ve güç için savaşan karakterlerin entrikalarına tanıklık edin!
Dizinin 3.sezonu yarın sonlanıyor. 4.sezon onayı gelir mi şimdilik bilinmez ama gelmesini o kadar çok istiyorum ki. Hem daha anlatılacak çok şey var, umarım devam eder. Büyük bir heyecanla 4.sezon onayını bekliyorum.
Son olarak dizinin sountrackleri bugüne dek izlediğim bütün dizileri sollar. Müziklerde açık ara önde Hell on Whells. Sırf o sahneler için bile oturur diziyi baştan izlerim.
Western sevenlere önerimdir. Western sevmeyenler de bir şans verebilirler tabii.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder