29 Ağustos 2014 Cuma

Roman Gibi - Daniel Pennac


Kitaplara ve Okumaya Dair

"Yalnız, biz "pedagoglar", aceleci tefecileriz. "Bilgi"yi alinde tutan kişiler olarak, karşılık beklemeden vermeyiz. Geri ödenmesi lazımdır. Hem de çabuk! Yoksa, kendi kendimizden şüpheleniriz." -Daniel Pennac.

Kapağında da yazdığı üzere, kitaplara ve okumaya dair romanımsı bir kitap. Roman değil, hikaye de değil, bilimsel de değil. Ne peki bu kitabın türü? Örnekler ve açıklamalarla dolu gayet güzel bir dille yazılmış keyifli bir okumalık. İnce fakat bir çırpıda bitirilebilecek bir kitap da değil. Not alınarak okunsa daha iyi olur düşüncesindeyim.

Peki ne yapmış bu kitapta Daniel Pennac? Edebiyatın dev isimlerinden ve onların dev eserlerinden bahsetmiş satır aralarında. Bazılarında spoiler vermeyi de ihmal etmemiş tabii. Bu yüzden kendisine zaman zaman hayıflandım. Özellikle Tolstoy'un Savaş ve Barış'ından bahsederken bir anda sonunu söylemez mi, kaldım öyle birkaç dakika. Gerçi bu zamana kadar okumamış olmak da kendimi suçlu hissettirdi.

Bu kitabın, okumam gereken kitaplarla ilgili bana bir klavuz oluşturduğunu fark etmemse çok zor olmadı. Yer alan bütün kitap ve yazar isimlerini not alarak kendime bir okuma planı hazırlayacağım.

Günlük şu kadar okunursa haftalık ve aylık şu kadara tekabül eder gibisinden ince hesaplar da yapmış yazar ve "kitap okumaya zaman ayıramıyorum" diyenlerin aslında abarttıklarını, kitap okumanın çok basit olduğunu vurgulamış. Ve bence bu tip tespitlerinde son derece haklıydı.

Son olarak "Kitap Okurunun Hakları"ndan bahsetmiş Pennac. On maddeye ayırmış ve bunları tek tek açıklamış. Yer yer komikti bu maddeler ama genel anlamda da mantıklıydı. Zaten kitaptaki her şey bir mantık çerçevesine oturtulmuş, bu yüzden yazdığı hiçbir şey abartı veyahut saçma değil.

Çocukları kitap okumayan ebeynler, kitap okumaya zaman ayıramadığını söyleyenler, kitap okumayı seven kişiler, yani kısacası herkesin okuması gereken yararlı bir kitap Roman Gibi.

Bu da kitabın son sayfasından bir alıntı:

"İnsan hayatta olduğu için ev yapar, ama ölümlü olduğunu bildiği için kitap yazar. Sürü halinde yaşadığı için topluluk içinde oturur, ama yalnız olduğunu bildiği için okur. Bu okuma ona, başka bir arkadaşın yerini almayan ama bir başka arkadaşlık tarafından da yeri doldurulamayacak bir yoldaşlık sağlar. Kaderi üzerine kesin bir açıklama getirmez, ama hayatla onun arasında sıkı bir suç ortaklığı örer. Hayatın trajik saçmalığını aydınlatırken, çelişkili yaşama mutluluğunu anlatan çok küçük ve gizli suç ortaklıklarıdır bunlar. Öyle ki, okuma gerekçelerimiz en az yaşama gerekçelerimiz kadar gariptirler. Ve hiç kimse bize bu yakınlığın hesabını soramaz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder