22 Ekim 2013 Salı

Gece Oturumları - Ken Macleod


Gece Oturumları hakkında söyleyebileceğim ilk şey 2008 Britanya En İyi Bilim Kurgu Romanı Ödülü'nü kesinlikle hak etmiş olduğu. Aslında vurgulamak istediğim ödülün adı değil, bir ödül almış olduğu gerçeği. Yazar Ken Macleod'un ise ESFS ödüllü olduğunu belirtmekte yarar var.

Bilimkurgunun olduğu kadar polisiyenin de mevcut olduğu bir siyasi gerilim romanı Gece Oturumları.

Bilimkurgu denince birçok kişinin aklına insanlar tarafından yapılmış mekanik robotlar ve gezegenler arasında yolculuk yapan devasa uzay araçları gelir. 2.şık bu kitapta yer almıyor ama eğer robotların bolca yer aldığı bir kitap arıyorsanız bu sürükleyici kitap tam size göre!

Nükleer silahların bolca kullanıldığı bir gelecekte İman Savaşları beklenmedik bir sonuca yol açarak dinin tüm dünyada gücünü kaybetmesine neden olmuştur. Kitabın hakim olduğu dünya dinden, terörden ve daha birçok kötülükten arındırılmış; insanların, robotların ve insansı robotların bir arada yaşadığı türden.

Bir piskoposun öldürülmesi kitaptaki olayların başlangıç noktası. Buraya kadar salt bilimkurgu okurken, buradan sonra işin içine polisiye de giriyor ve birbirinden çok uzak bu iki türün ustaca harmanlanışına tanık oluyoruz.

Cinayeti araştırmakla görevli Komiser Adam Ferguson çok geçmeden bunun bir terörist eylem olduğu sonucuna varır. Kimler planlamıştır bu cinayeti? Ve amaçları nelerdir? Kısa bir süre sonra Adam Ferguson bu sorulara da yanıt bulacaktır.

Kitabın farklı bir sürece girmesiyse bu noktadan sonra başlıyor ve okurda merak unsuru artış gösteriyor. Sayfalar ilerledikçe karakter yelpazesinin de genişlediği kitap, deyim yerindeyse okurunu geriyor ve tatmin edici bir finalle de son buluyor.

Ben sevdim Gece Oturumları'nı. Güzel bir bilimkurgu macerasıydı. İşin içine din olgusu da girince gerçekten ilginç bir kitap çıkmış ortaya. Kitap hakkında daha detaylı bilgi vermek istemedim, yüzeysel değindim.

Az da olsa bilimkurguya ilgisi olanların okurken sıkılmayacağına garanti veririm.

Alıntılar:

"Robotlar insan yüz ifadelerini ve duygularını okumada insanlardan daha becerikliydiler."

"Dünyanın gerçekliğine inanıyorsan hiçbir şey delilik değildir." -Jessica.

"Ne kadar az korkarsan sonunda o kadar çok merhamet görürsün, değil mi?" -Brian Walker.

"Espri kavramsal bir yeniden düzenlemenin anlık sonucudur." -Kelle2

"Başkasının acısını hissedemezdiniz. Buydu işte. Duygudaşlık, evet, mümkündü; beyninizdeki ayna-nöronlarınız anlayışla ışıldayabilirdi ama işin özünde kimse başkasının acısını hissedemezdi."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder